Bir deneyimin
sonucunda davranışlarda meydana gelen sürdürülebilir ve kalıcı değişiklilerdir.
Bize öğretilenler unutulduktan sonra, aklımızda kalan kısım öğrenilenlerdir.
Öğrenme, insan
yeteneklerinde büyüme sürecinin bir sonucu olmayan, sürekli bir değişmedir.
Öğrenme, bir ürün ortaya koyan süreçtir. İnsanlar hayatlarının başlangıcından
itibaren sürekli olarak bir şeyler öğrenirler. Pek çok şeyi bilinçsizce
öğreniriz.
Öğrendiklerimizin %
80-85’ini okuyarak elde ederiz.
Ve öğrendiklerimizin
% 80’ini 24 saat içinde unuturuz.
ÖĞRENDİKLERİMİZİN;
%1’ini tatma yoluyla
%1.5’unu dokunarak
%3.5’unu koklayarak
%11’ini işiterek
%83’ünü görerek öğreniriz.
ÖĞRENME
AŞAMALARI
1) Bilinçsiz
yetersizlik-farkında olma: Ne bilmediğimizi bilmediğimiz durumdur.
Bilgisizlikten dolayı rahatsızlık duyulmaz.
2) Bilinçli
yetersizlik-bilip yapmama: Bilmediğimizin farkına vardığımız seviyedir. Bu
aşamada kişi stres ve hayal kırıklığı yaşar.
3) Bilinçsiz
yeterlilik-bilip yapma: Alışkanlıkla, sürekli denemeyle öğrenen kişi bu aşamaya
ulaşır. En önemi tehlikesi, alışkanlıkların etkisiyle en iyi yol benim yolum
denilmesi ya da kişinin sıkılmasıdır.
4) Bilinçli
yeterlilik-mükemmel yapma: Kişisel gerçekliğe varan kişi artık iş konusunda
kendisini zorlayan ne varsa onun üzerine gidebilir. Bu seviyeye varan kişi
yaşamın her anından tat ve anlam bulacaktır.
ÖĞRENME
BARİYERLERİ
Küçükken dünya bizim
için tamamen farklıdır. Yaşamınızın ilk yıllarında öğrenme isteğiniz çok
fazladır. Her şeyimizle öğrenmeye hazırızdır. Kısacası, herkes hızlı öğrenme
potansiyeliyle başlar yaşama. Bunun farkına varmak hızlı öğrenme konusunda
önemli bir basamaktır.
Öğrenme engelleri
şunlardır:
İNANÇLAR: İnsanlar sahip oldukları inançlar ile kendi
hareket alanlarını belirlerler. Bu, neleri yapıp neleri yapmayacağımızı ortaya
koyar.
ÇEVRE: Öğrenme verimliliği üzerinde çevrenin büyük bir
etkisi vardır.
KORKU VE ENDİŞE: Öğrenme ortamında başarısızlığa yol
açabilecek durumlar oluşmasına neden olur. Örneğin; Hata yapma korkusu ya da
endişesi…
DUYUNUN HEPSİNDEN YARARLANABİLME YETERSİZLİĞİ: En yüksek
düzeyde öğrenme ancak 5 duyunun hepsinden yararlanmak ve onları geliştirmekle
gerçekleşir.
KONSANTRASYON VEYA ODAKLANMA YETERSİZLİĞİ: Eğer kişi
öğrenmesi gereken bilgilere ilgi göstermiyorsa, konunun dışında başka bir şeyi
öğrenir.
GERGİNLİK: Öğrenme açısından uygun olmayan bir durumdur.
Beklentilerin fazla olması gerilimi arttırır ve öğrenmeyi engeller.
ESNEK OLMAMA: Öğrenme kalıpları yerleşik haldedir. Çünkü
öğrenme stilleri genellikle 4-5
yaşlarında oluşur.
SEZGİ HATASI: Bilginin anlaşılmadığı yönünde yanlış bir
duyguya kapılırız. Başka bir deyişle, kişi kafasının karıştığı veya
heyecanlandığı için öğrenmediği düşüncesine kapılır. Böylece kendisini
sınırlamış olur.
YARGILAMA: Öğrenme ortamında içerik veya ortamdaki
insanlarla ilgili uygun olmayan ve yanlış beklentilere yol açabilen bir
zehirdir.
MANTIK: Öğrenmede, geçmişteki bilgi ve deneyimlerle bağlantı
kurmak, bunlar doğrultusunda mantıklı bir anlam çıkarmak gerekir.
DÜŞÜK MOTİVASYON: Kişi niçin öğrenmesi gerektiğini ortaya
koyamadığı zaman oluşan bir durumdur.
PASİF TUTUM: Öğrenme aktif bir süreçtir. Arkaya yaslanarak
bilgilerin “su gibi akmasını” beklemek saflık olur.
ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİ: Kişinin özgüven eksikliği öğrenme
ortamında yetersiz kalmasına veya öğrenmemesine sebep olur.
ERKEN KAPANIŞ: Öğrenmenin en büyük düşmanı “Ben bunu zaten
biliyorum” kişinin “Zaten biliyorum” demesi hiçbir şey öğrenmemesine sebep
olur.
PSİKOLOJİK DURUM: Kişinin duygusal durumuyla ilgilidir.
AZİZE SARGIN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder