24 Şubat 2014 Pazartesi

ÖĞRENME NEDİR?

                                                    
  Bir deneyimin sonucunda davranışlarda meydana gelen sürdürülebilir ve kalıcı değişiklilerdir. Bize öğretilenler unutulduktan sonra, aklımızda kalan kısım öğrenilenlerdir.
  Öğrenme, insan yeteneklerinde büyüme sürecinin bir sonucu olmayan, sürekli bir değişmedir. Öğrenme, bir ürün ortaya koyan süreçtir. İnsanlar hayatlarının başlangıcından itibaren sürekli olarak bir şeyler öğrenirler. Pek çok şeyi bilinçsizce öğreniriz.
  
  Öğrendiklerimizin % 80-85’ini okuyarak elde ederiz.
  Ve öğrendiklerimizin % 80’ini 24 saat içinde unuturuz.



ÖĞRENDİKLERİMİZİN;

%1’ini tatma yoluyla
%1.5’unu dokunarak
%3.5’unu koklayarak
%11’ini işiterek
%83’ünü görerek öğreniriz.


                                               ÖĞRENME AŞAMALARI
1)      Bilinçsiz yetersizlik-farkında olma: Ne bilmediğimizi bilmediğimiz durumdur. Bilgisizlikten dolayı rahatsızlık duyulmaz.
2)      Bilinçli yetersizlik-bilip yapmama: Bilmediğimizin farkına vardığımız seviyedir. Bu aşamada kişi stres ve hayal kırıklığı yaşar.
3)      Bilinçsiz yeterlilik-bilip yapma: Alışkanlıkla, sürekli denemeyle öğrenen kişi bu aşamaya ulaşır. En önemi tehlikesi, alışkanlıkların etkisiyle en iyi yol benim yolum denilmesi ya da kişinin sıkılmasıdır.
4)      Bilinçli yeterlilik-mükemmel yapma: Kişisel gerçekliğe varan kişi artık iş konusunda kendisini zorlayan ne varsa onun üzerine gidebilir. Bu seviyeye varan kişi yaşamın her anından tat ve anlam bulacaktır.


                                  ÖĞRENME BARİYERLERİ
  Küçükken dünya bizim için tamamen farklıdır. Yaşamınızın ilk yıllarında öğrenme isteğiniz çok fazladır. Her şeyimizle öğrenmeye hazırızdır. Kısacası, herkes hızlı öğrenme potansiyeliyle başlar yaşama. Bunun farkına varmak hızlı öğrenme konusunda önemli bir basamaktır.
  Öğrenme engelleri şunlardır:
İNANÇLAR: İnsanlar sahip oldukları inançlar ile kendi hareket alanlarını belirlerler. Bu, neleri yapıp neleri yapmayacağımızı ortaya koyar.
ÇEVRE: Öğrenme verimliliği üzerinde çevrenin büyük bir etkisi vardır.
KORKU VE ENDİŞE: Öğrenme ortamında başarısızlığa yol açabilecek durumlar oluşmasına neden olur. Örneğin; Hata yapma korkusu ya da endişesi…
DUYUNUN HEPSİNDEN YARARLANABİLME YETERSİZLİĞİ: En yüksek düzeyde öğrenme ancak 5 duyunun hepsinden yararlanmak ve onları geliştirmekle gerçekleşir.
KONSANTRASYON VEYA ODAKLANMA YETERSİZLİĞİ: Eğer kişi öğrenmesi gereken bilgilere ilgi göstermiyorsa, konunun dışında başka bir şeyi öğrenir.
GERGİNLİK: Öğrenme açısından uygun olmayan bir durumdur. Beklentilerin fazla olması gerilimi arttırır ve öğrenmeyi engeller.
ESNEK OLMAMA: Öğrenme kalıpları yerleşik haldedir. Çünkü öğrenme stilleri genellikle  4-5 yaşlarında oluşur.
SEZGİ HATASI: Bilginin anlaşılmadığı yönünde yanlış bir duyguya kapılırız. Başka bir deyişle, kişi kafasının karıştığı veya heyecanlandığı için öğrenmediği düşüncesine kapılır. Böylece kendisini sınırlamış olur.
YARGILAMA: Öğrenme ortamında içerik veya ortamdaki insanlarla ilgili uygun olmayan ve yanlış beklentilere yol açabilen bir zehirdir.
MANTIK: Öğrenmede, geçmişteki bilgi ve deneyimlerle bağlantı kurmak, bunlar doğrultusunda mantıklı bir anlam çıkarmak gerekir.
DÜŞÜK MOTİVASYON: Kişi niçin öğrenmesi gerektiğini ortaya koyamadığı zaman oluşan bir durumdur.
PASİF TUTUM: Öğrenme aktif bir süreçtir. Arkaya yaslanarak bilgilerin “su gibi akmasını” beklemek saflık olur.
ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİ: Kişinin özgüven eksikliği öğrenme ortamında yetersiz kalmasına veya öğrenmemesine sebep olur.
ERKEN KAPANIŞ: Öğrenmenin en büyük düşmanı “Ben bunu zaten biliyorum” kişinin “Zaten biliyorum” demesi hiçbir şey öğrenmemesine sebep olur.
PSİKOLOJİK DURUM: Kişinin duygusal durumuyla ilgilidir.



                                                                         AZİZE SARGIN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder