22 Eylül 2013 Pazar

OSMANLI İMPARATORLUĞUNUN EKONOMİ İLKELERİ


1)İaşe ilkesi
2)Gelenekselcilik ilkesi
3)Maliyecilik ilkesi

Osmanlı devleti çok uluslu devletti. Türk halkını ise yönetici kesimde çalıştırdığı ve eğitti için Türk halkı ticaretten anlamayan refah içinde yaşamaya alışmış bir halka dönüşmüştür. Sanayi devri başladığında ise Avrupa halkından geri kalmışlardır, bir süre sonra Osmanlı devletini halkının isteklerine yetişemediği için yıkılma sürecine girmiştir.

Diğer ülkeler Osmanlı devletini fiziksel olarak yıkmayı başaramadıkları için ekonomik olarak yıkmaya çalıştılar yaptıkları planlardan bazıları:
-Osmanlı bankasını İngilizler ve Fransızlar kurdular böylece zamanla kanun çıkarma ve para basma gibi yetkileri ellerine aldılar.
-Duyun-u umumiye: Osmanlı devleti halkının ihtiyaçlarını karşılayamadığı dönemlerde dış borçlanma yapmıştır. Dış devletlerde bu borçlarını halktan toplamak için böğle bir kurum kurmuşlardır.
-Reji idaresi: Tütün üretiminde kazanılan paraya el koymaya çalıştılar
Böylece Osmanlı devletine içten yıkmaya ekonomik olarak vurmaya çalıştılar.

23 yorum:

  1. osmanlıda ticari hayat:
    kanuni sultan süleymandan sonra bozulmuştur
    rönesans ve reform hareketleriyle avrupa yükselişe geçmiştir

    YanıtlaSil
  2. sibel altıntaş23 Eylül 2013 09:52

    4.8 milyar dolar nereden geldi? Merkez Bankası'nın açıkladığı temmuz ayı cari açık rakamlarına kaynağı belirsiz parayı temsil eden "net hata noksan" kalemi damga vurdu. Temmuz ayında Türkiye ekonomisine tam 4.8 milyar dolarlık para girişi oldu. Peki bu 4.8 milyar doların kaynağı ne? Suriye parası mı, Varlık Barışı mı?

    YanıtlaSil
  3. müşerref tufan23 Eylül 2013 09:54

    Türkiye ekonomisi:
    Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından gelişen pazar olarak tanımlanan bir ekonomidir.Türkiye dünyanın yeni sanayileşen ülkeleri arasında görülür.The world Factbook' a göre Türkiye büyük ölçüde gelişmiş bir ekonomiye sahiptir.

    YanıtlaSil
  4. İbrahim Turan26 Eylül 2013 13:01

    OSMANLIDA TICARETIN ONEMI
    Selçuklu ve Osmanlı Türklerinin siyasi ve askeri gücünün gerisinde, büyük bir iktisadi ve ticari güç yatmaktadır. Selçuklular, Anadolu'ya yerleşmelerinden hemen sonra ticari hayatı canlandırıcı hanlar ve kervansaraylar yaparak kervanların burada dinlenme ve tehlikelerden korunmasını sağlamış; bir nevi sigorta hizmeti görmüşlerdir

    YanıtlaSil
  5. Bu çalışmada 1971 ve 2000 yılları arasında Türkiye'de kayıtdışı ekonominin büyüklüğü Tanzi'nin metodolojisinden yararlanılarak ekonometrik olarak tahmine çalışılmıştır. Nakit para talebi kullanılarak yapılan çalışmada, 2000 yılında kayıtdışı ekonominin resmi ekonomiye oranı %24 olarak tahmin edilmiştir

    YanıtlaSil
  6. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  7. Mustafa Denktaş26 Eylül 2013 13:42

    ürkiye ekonomisi, Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından gelişen pazar olarak tanımlanan bir ekonomidir. Türkiye, dünyanın yeni sanayileşen ülkeler arasında görülür. The World Factbook'a göre Türkiye büyük ölçüde gelişmiş bir ekonomiye sahiptir. Tarım ürünleri, tekstil, motorlu araçlar, gemiler ve diğer ulaşım ekipmanları, inşaat malzemeleri, tüketici elektroniği ve beyaz eşya gibi sektörlerde dünyanın lider üreticilerindendir. Devletin endüstri, bankacılık, ulaşım ve iletişim sektörlerinde halen önemli bir rol üstlenmesine rağmen son yıllarda özel sektör'de de hızlı bir gelişim sağlamıştır.

    YanıtlaSil
  8. Adem BİRİNCİ27 Eylül 2013 02:43

    Günümüzde Türkiye'nin pek çok bölgesi sanayi toplumu olarak nitelenebilir. Türkiye sanayi toplumuna hızlı geçiş olgusunu Müslüman toplumlar arasında başarıyla gerçekleştirebilen az sayıdaki ülkeden birisidir.
    Türkiye, dünyanın en büyük Müslüman ekonomisi, yani Müslüman dünyasının en zengin ülkesidir. Türkiye'yi Endonezya ve Suudi Arabistan izler.

    YanıtlaSil
  9. II. Dünya Savaşı sonrasına kadar devlet ekonomisiyle yaşayan toplum, 1950'den sonra ABD'nin de etkisiyle büyük bir sanayi kalkınma dönemine girdi. Bugün de sürmekte olan bu kalkınma süreci özellikle büyük toprak sahiplerinin, hızla modern sermaye sınıfına dönüşmesine yol açtı. Anadolu'nun kalkınması ve alt yapısının oluşması sürecinde 200 milyar ABD dolarından fazla borç oluştu. GAP projesi ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu teşvik programları halen sürmektedir.

    YanıtlaSil
  10. Abdullah ÖZDEMİR27 Eylül 2013 04:36

    Osmanlıda Ticaret ve Hayat :
    Osmanlı ve Türkiye toplumlarında egemen iktisat anlayışının kayıt dışı ekonominin gelişimine etkisi tartışılmaktadır. Osmanlı’da fazla kazanç elde etmeye yönelik ekonomik faaliyetlere karşı mesafeli durulması gerektiğine ilişkin bir anlayış egemendir. Bununla birlikte, kazanma ve zengin olma isteğinin insan yaratılışının bir özelliği olduğuna dair önkabulden hareket edildiğinde, bu isteğin meşru ya da meşru olmayan yollarla, bir şekilde, karşılanmasının kaçınılmaz olduğunun da dikkate alınması gereği ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede, Osmanlı toplumunda devletin devamını ve mutlak egemenliğini esas kılan politikaların ve ihtiyaçtan fazlasını kazanma isteğine, en azından görünürde, olumlu bakılmamasının, bugün kayıt dışı ekonomi olarak tanımlanan iktisadi faaliyetlerin gerçekleşmesinde etkili oldukları ileri sürülmektedir. Osmanlı’dan sonra kurulan Cumhuriyet Türkiye’sinde de Osmanlı iktisat anlayışı temelinde oluşturulan devletçi ekonomi politikaları, serbest girişimi büyük ölçüde engellemiştir. 1980’li yıllara gelindiğinde ise hür teşebbüs ilkesine dayalı neo-liberal politikalara, bir anlamda, hazırlıksız yakalanıldığı ve bu durumun kayıt dışı ekonomik faaliyetleri artıran bir etken olduğu düşünülmektedir.

    YanıtlaSil
  11. İbrahim Can AY28 Eylül 2013 11:14

    Osmanlı Devleti’nde ticaret, önemli ekonomik uğraşlardan birisiydi. Ticaret ve ticari örgütlenme, Osmanlı ekonomik ve toplumsal yapısının diğer organlarında olduğu gibi, başta aynı coğrafya üzerinde kurulmuş diğer uygarlıkların mirası üzerinde kuruldu. Osmanlı Devleti de bu mirası, çağın gereksinimleri ve koşulları doğrultusunda geliştirdi.

    YanıtlaSil
  12. Türkiye, rekabet kurallarının işlediği, özel sektörün ekonomide öncü, kamunun ise düzenleyici rol oynadığı, liberal dış ticaret politikasının uygulandığı, mal ve hizmetlerin bireyler ve kurumlar arasında engelsiz olarak el değiştirebildiği bir serbest piyasa ekonomisidir.

    Türkiye’de son yıllarda ekonomideki yapısal reformlara büyük önem verilmektedir. Geçtiğimiz dönemde özelleştirme süreci hızlandırılmış, kamu maliyesine düzen getirilmiş, ayrıca mali piyasalardan başlamak üzere tarım, sosyal güvenlik, enerji ve iletişim sektörlerinde önemli reformlar gerçekleştirilmiştir.

    Reformlar sayesinde ekonomik kurumların altyapısı güçlendirilmiş, özerk kurumlar oluşturulması suretiyle uluslararası piyasalarda meydana gelebilecek dalgalanmalara karşı ekonomi daha dayanıklı hale getirilmiştir. Sermaye piyasaları modern çağın anlayışına uygun şekilde yeniden düzenlenmiş, çoğu bürokratik engel ya kaldırılmış, ya da asgarî ölçülere getirilmiştir.

    Son 10 yılda Türkiye ekonomisi, Avrupa Birliğine üyelik sürecinin de etkisiyle büyük bir dönüşüm gerçekleştirmiş ve pek çok alanda yapısal reformlar hayata geçirilmiştir.

    YanıtlaSil
  13. Türkiye, rekabet kurallarının işlediği, özel sektörün ekonomide öncü, kamunun ise düzenleyici rol oynadığı, liberal dış ticaret politikasının uygulandığı, mal ve hizmetlerin bireyler ve kurumlar arasında engelsiz olarak el değiştirebildiği bir serbest piyasa ekonomisidir.

    Türkiye’de son yıllarda ekonomideki yapısal reformlara büyük önem verilmektedir. Geçtiğimiz dönemde özelleştirme süreci hızlandırılmış, kamu maliyesine düzen getirilmiş, ayrıca mali piyasalardan başlamak üzere tarım, sosyal güvenlik, enerji ve iletişim sektörlerinde önemli reformlar gerçekleştirilmiştir.

    Reformlar sayesinde ekonomik kurumların altyapısı güçlendirilmiş, özerk kurumlar oluşturulması suretiyle uluslararası piyasalarda meydana gelebilecek dalgalanmalara karşı ekonomi daha dayanıklı hale getirilmiştir. Sermaye piyasaları modern çağın anlayışına uygun şekilde yeniden düzenlenmiş, çoğu bürokratik engel ya kaldırılmış, ya da asgarî ölçülere getirilmiştir.

    Son 10 yılda Türkiye ekonomisi, Avrupa Birliğine üyelik sürecinin de etkisiyle büyük bir dönüşüm gerçekleştirmiş ve pek çok alanda yapısal reformlar hayata geçirilmiştir.

    YanıtlaSil
  14. Orçun ŞİMŞEK29 Eylül 2013 05:32

    OSMANLI'DAN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE EKONOMİSİ
    Türkiye ekonomisi, Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından gelişen pazar olarak tanımlanan bir ekonomidir.Türkiye, dünyanın yeni sanayileşen ülkeler arasında görülür. The World Factbook'a göre Türkiye büyük ölçüde gelişmiş bir ekonomiye sahiptir.Tarım ürünleri, tekstil, motorlu araçlar, gemiler ve diğer ulaşım ekipmanları, inşaat malzemeleri, tüketici elektroniği ve beyaz eşya gibi sektörlerde dünyanın lider üreticilerindendir. Devletin endüstri, bankacılık, ulaşım ve iletişim sektörlerinde halen önemli bir rol üstlenmesine rağmen son yıllarda özel sektör'de de hızlı bir gelişim sağlamıştır.
    Kuruluş yıllarında Osmanlı Dönemi'nin yıkılış döneminin savaş yenilgileri geçmişiyle başlayan Türkiye ekonomisi 1923 sonrası yıllarda harap vaziyetteydi. İstanbul ve İzmir haricinde ne sanayi, ne sermaye sınıfı, ne altyapı, ne de eğitim mevcuttu.En basit ürünler dahi ithal edilmek zorundaydı. Anadolu'daki büyük toprak sahipleri de sanayi burjuvazisini oluşturmaktan çok uzaktı.
    Günümüzde Türkiye'nin pek çok bölgesi sanayi toplumu olarak nitelenebilir. Türkiye sanayi toplumuna hızlı geçiş olgusunu Müslüman toplumlar arasında başarıyla gerçekleştirebilen az sayıdaki ülkeden birisidir.
    Türkiye, dünyanın en büyük Müslüman ekonomisi, yani Müslüman dünyasının en zengin ülkesidir. Türkiye'yi Endonezya ve Suudi Arabistan izler. Türk dünyasının da en gelişmiş ekonomisi olan Türkiye'yi Kazakistan izler. Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan bugüne değin üç iktisat kongresi yapmış ve önemli kararlar alınmıştır.

    YanıtlaSil
  15. ÖZLEM AĞRALI29 Eylül 2013 06:37

    Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından gelişen pazar olarak tanımlanan bir ekonomidir.
    Türkiye ise yeni sanayileşme ülkeler arasında görülür.
    Devlet endüstri, bankacılık, ulaşım, iletişim, son dönemin halan önemli bir rol üstlenmesine rağmen son yıllarda özel sektör hızlı bir gelişim sağlamaktadır.
    2 Dünya savaşından sonrasına kadar devlet ekonomisiyle yaşayan toplum 1950 den sonra ABD'nin etkisiyle büyük bir kalkınma dönemine girmiştir.Türkiye pek çok bölgesi sanayi toplum olarak nitelendirilmektedir.
    Türkiye sanayii toplumunda hızlı geçiş olduğu için Müslüman toplumlar arasında az sayıda ülkelerden birisidir.

    YanıtlaSil
  16. Türkiye ekonomisi : Ortalama %6'nın üzerindeki ekonomik gelişme ile beraber büyük bir değişim ve modernleşme başladı. Öncelikle İstanbul, İzmir ve Batı bölgeleri, 1980'den sonra da bütün Anadolu illerinde büyük sermaye ve sanayi oluştu. Bir milyar ABD doları ve üzeri sermayeye sahip holding sayısı 25'i geçti. Bunun altındaki yüzbinlerce büyük, orta ve ufak ölçekteki şirket, ve oluşan işçi sınıfı dinamik bir ekonominin taşıyıcıları oldular. Arap ülkelerinde petrol sayesinde oluşan refah, Türkiye'de toplumun çalışmasıyla zor şartlarda oluştu.

    YanıtlaSil
  17. Türkiye, dünyanın en büyük Müslüman ekonomisi, yani Müslüman dünyasının en zengin ülkesidir. Türkiye'yi Endonezya ve Suudi Arabistan izler. Türk dünyasının da en gelişmiş ekonomisi olan Türkiye'yi Kazakistan izler. Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan bugüne değin üç iktisat kongresi yapmış ve önemli kararlar alınmıştır.

    YanıtlaSil
  18. sezen karagülle30 Eylül 2013 10:05

    Türkiye, rekabet kurallarının işlediği, özel sektörün ekonomide öncü, kamunun ise düzenleyici rol oynadığı, liberal dış ticaret politikasının uygulandığı, mal ve hizmetlerin bireyler ve kurumlar arasında engelsiz olarak el değiştirebildiği bir serbest piyasa ekonomisidir.

    YanıtlaSil
  19. Özlem SAĞLIK30 Eylül 2013 10:45

    İZMİR İKTİSAT KONGRESİ

    Kongreye ; Tüccar, sanayici,çiftçi ve işçi kesimlerinin delegeleri katılmıştır. Ancak delegelerin seçiminde belli bir ölçü yada kural gözetilmemiş, birçok sivil, asker, broktar delege kongreye çağırılmıştır.

    YanıtlaSil
  20. MUSTAFAQ KAMİL REEL3 Ekim 2013 10:01

    Beyaz ette atılım son 10 yılda oldu. Zira 1990`de 217 bin ton olаn piliç üretimi, 2008`de 1.1 milуon tonu geçtі.

    İç piyasaya yönelik atılımlarından sonra sеktörün hedefinde ihracatın daha da artırılması duruyor. AB üyeѕi ülkеlеr dışında рek çok ülkеyе ihracat yаpаn sektör, son olarak AB`ye ihraсat önündeki engeli de aştı. Sektörün 7 büуük оyuncusu AB ülkеlеrinе ihracat için de gerekli іzіnlerі elde etti.

    YanıtlaSil
  21. Necati YÜKSEL3 Ekim 2013 10:14

    Kuruluş yıllarında Osmanlı Döneminin yıkılış döneminin savaş yenilgileri geçmişiyle başlayan Türkiye ekonomisi 1923 sonrası yıllarda harap vaziyetteydi. İstanbul ve İzmir haricinde ne sanayi, ne sermaye sınıfı, ne altyapı, ne de eğitim mevcuttu. En basit ürünler dahi ithal edilmek zorundaydı. Anadolu'daki büyük toprak sahipleri de sanayi burjuvazisini oluşturmaktan çok uzaktı.

    YanıtlaSil
  22. Necati YÜKSEL3 Ekim 2013 10:16

    17 Şubat 1923 tarihinde düzenlenen I. İktisat Kongresi'deki tablo ile Kurtuluş Savaşından galip olarak çıkan Türkiye, Osmanlıdan devralınan borç yükü ile karşı karşıya, halkın büyük çoğunluğu fakir ve eğitimsiz, sanayisi yok denecek kadar az ve sermaye birikiminden yoksun, geri kalmış bir ülke konumundaydı. Bu Kongrenin ortaya konulan fikirler açısından o dönemin Türkiye ekonomisini yeniden inşa etmede büyük katkıları olmuştur.

    YanıtlaSil
  23. Necati YÜKSEL3 Ekim 2013 10:18

    1981 yılında düzenlenen 2. İzmir İktisat Kongresi ise, iktisadi ve siyasi bunalımların gözlendiği, iktisadi olarak içe dönük sanayileşmenin yarattığı bunalımların biriktiği ve hemen ardından bu alanlarda büyük değişimlerin gözlendiği bir dönemde düzenlenmiştir.
    1992 yılında düzenlenen III. İzmir İktisat Kongresi, bu değişim ortasında olan ve coğrafi açıdan etrafında siyasi çalkalanmaların gözlendiği Türkiye için, iktisadi açıdan gelecek yüzyıla hazırlanmada, hedefleri belirlemede, kamu ve özel kesimin fikirlerini ortaya koymada önemli bir yere sahiptir.
    1930 yılında Merkez Bankası kurulmuş ve Türk Parasını Koruma Kanunu TBMM'de kabul edilmiştir. Merkez Bankası özerk bir yapıya sahiptir ve para politikalarının belirlenmesinde önemli rol oynar.

    YanıtlaSil