8 Ekim 2013 Salı

1923-1938 Para POLİTİKASI


Para politikası tedbirlerinin ekonomik istikrar ile olan ilişkileri konusunda ülkemizdeki uygulamalardan alınacak önemli dersler vardır. Özellikle 1923-1938 yıllarını kapsayan Atatürk dönemi para politikası uygulaması, asker kişiliği ve kimliği olan ulu önderin ekonomi alanında da ortaya koyduğu dehasını ifade etmek açısından önemlidir. Çünkü, günümüzde bir çok bürokrat ve siyasinin yapamadığını Atatürk tek başına ve hem de yıkılan bir imparatorluğun kalıntıları üzerindeki yeni Türk Cumhuriyetinin on beş yılında gerçekleştirmiştir.

Atatürk'ün ortaya koyduğu Karma Ekonomi Modeli'nin temek özellikleri makro büyüklükler açısından incelenecek olursa ; eke alınan konulardan bir tanesi ; enflasyonu önleyen güçlü bir Türk Lirası , iyi işleyen bir bankacılık sistemi organizasyonu sonucu ve sonuçta kaynak ve harcamaları birbirine eşit bir para politikasıdır. Bu bağlamda çalışmanın amacı, Türkiye'de 1923-1938 yıllarını kapsayan Atatürk dönemi para politikasıdır.

23 yorum:

  1. müşerref tufan10 Ekim 2013 01:02

    Sanayileşme önceliklerinden olan şeker üretimi için çok önemli adımlar hızla atılmıştır.5 Nisan 1925 de şeker fabrikalarının kurulması ve ayrıcalıkları hakkında kanun kabul edilmiştir.Cumhuriyetin ilk onbir yılında dört şeker fabrikası açıldı. Alpullu şeker fabrikası, Uşak Şeker Fabrikası,Eskişehir Şeker fabrikası ve Turhal Şeker Fabrikası.Cumhuriyetin ilk döneminde açılan diğer fabrikalar şunlardır :Bursa Dokumacılık Fabrikası,Bünyan Dokuma fabrikası,Ankara Çimento fabrikası ve Ford Şirketi ile otomobil montaj fabrikasıdır.

    YanıtlaSil
  2. 1923-1929 DÖNEMİ: 1920'li yıllarda birbirini tamamlayan geniş kapsamlı kanun değişiklikleri yapılmış,Türk hukuk sistemi yenilenmiştir.1924 anayasası ile özel mülkiyetin güvence altına alınması ve 1926 yılında yeni medeni kanunun kabulüyle taşınmaz mallarda özel mülkiyet rejimiyle bağdaşmayan bütün unsurların tasfiyesi atılımlarıdır.1925 yılında çıkarılan bir kanunla tüccar ve sanayicilerin Ticaret ve Sanayi Odalarına örgütlenmelerine zemin hazırlanmıştır.

    YanıtlaSil
  3. Osmanlı devleti I. Dünya Savaşı sonunda hem mali hem de siyasi bağımsızlığını
    kaybetmiştir. Daha sonra gerçekleştirilen kurtuluş savaşı ile Türkiye Cumhuriyeti
    kurulmuş ve bağımsızlığını ilan etmiştir. Cumhuriyetle birlikte yenidünya ekonomisiyle
    bütünleşme sürecinde Atatürk, ekonominin düzeltilmesi konusuna öncelik vermiştir.
    Bu amaçla 17 Şubat 1923’te İzmir İktisat Kongresi’nin toplayarak; ülke için kalkınma strateji ve politikalarının belirlenmesini, iktisadi hayatın bir an evvel düzenlenmesini
    sağlamak istemiştir.
    Atatürk, “Mali siyasetimiz halkı tazyik etmeden ve ona zarar vermekten
    kaçınmakla beraber, mümkün olduğu kadar dışarıya muhtaç olmadan yeterince gelir
    sağlamak esasına dayanmaktadır” diyerek; mali bağımsızlığın gerekliliğini vurgulamış ve
    uygulayacağı mali politikanın çerçevesini çizmiştir. Mali bağımsızlığın en önemli şartı
    olarak da devlet hazinesinin güçlü ve güvenilir olmasını gerekli görmüştür.
    Bu çerçevede dünya konjonktüründeki gelişmelerinde etkisiyle 1923–29
    döneminde liberal politikalar uygulanarak özel girişim desteklenmiş, 1930–38
    döneminde ise karma ekonomi politikaları (devletçi politikalar) uygulanarak devletin
    piyasayı yönlendirmesi sağlanmıştır. Bu çalışmada Atatürk’ün maliye politikaları farklı boyutlarıyla incelenmektedir

    YanıtlaSil
  4. 1923 - 1929 DÖNEMI
    I. Dünya Savaşı sonrası batıda genellikle hızlı bir ekonomik gelişme dönemi yaşanmıştır. Bu dönemde birçok ülke savaş sırasında eksilmiş veya yok olmuş olan dayanıklı tüketim malları ve serma-ye stoklarını karşılayıcı önlemler almıştır. Fakat stokların karşılanması ve talebin azalması 1921 yılında fiyatlarda hızlı bir düşüş yaşanmasına sebep olmuştur. 1922-1925 yılları arasında dünya ekono-misinde tekrar genel bir canlanma görülmüştür. 1926-1927 yıllarında dünya ekonomisinde üretimin artması ve rekabet sonucu fiyatların önemli ölçüde gerilemesi yeni bir durgunluk döneminin başlama-sına sebep olmuştur. Bu durumun devam etmesi ve uluslar arası ticaretin daha da gerilemesi 1929 sonla-rında dünya ekonomik buhranını ortaya çıkarmıştır. Buhranı aşabilmek için Türkiye’nin göstermiş oldu-ğu çabalar diğer ülkelerden farklı olmamıştır. Hatta onlarla birlikte ve onlardan etkilenerek gelişmiştir.

    1929 Dünya Ekonomik Buhranı birçok ülkede sadece iktisadî politika değişiklikleri ile çözümlenememiş, beraberinde birçok siyasal rejim değişikliğini de getirmiştir. 1929 Dünya Ekonomik Buhranı’nın sebep olduğu ekonomik sorunlara, daha çok tarımsal yapı içerisinde çözüm arayan Türkiye, liberal ekonomi politikasının yanı sıra devletinde yatırımlara katılması ve kalkınmada etkili bir şekil-de rol almasını benimsemiştir. Fakat alınan bu önlemler krizi aşmak için yeterli olmamış ve buhra-nın etkileri 1932 yılına kadar artarak devam etmiştir. Türkiye 1933 yılından itibaren kendisini toparlaya-rak hem altyapı ve sanayi yatırımlarını gerçekleştir-miş, hem de borçlarını düzenli bir şekilde ödemeye başlamıştır.

    YanıtlaSil
  5. MÜGE SOYUCAK10 Ekim 2013 03:50

    1923 - 1929 DONEMI
    , sanayi devriminden önce bir tarım devrimi aşamasından geçmiştir. Başka bir deyişle iktisadî kalkınmada tarım sektörü, diğer sektörlerin gelişme-sinden önce kalkınmış ve bu sektörlerin gelişme-sinde etkili rol oynamıştır sanayi devriminden önce bir tarım devrimi aşamasından geçmiştir. Başka bir deyişle iktisadî kalkınmada tarım sektörü, diğer sektörlerin gelişme-sinden önce kalkınmış ve bu sektörlerin gelişme (Türk, 1969: 234-235).

    Osmanlı Devleti’nde ise; tarım genellikle ilkel yöntemlerle yapılmış ve sadece pazara açılabil-me imkanı bulabilmiş işletmeler, modern tarım yöntemleri uygulayabilmişlerdir (Yaman, 1998:39). Osmanlı’da tarım alanında ilk ayrıntılı bilgiler, Fransız Uzman Vital Cuinet tarafından, 1890 yılında dört cilt olarak yayımlanan “La Turquie d’Asie” adlı eserde verilmiştir (Müderrisoğlu, 1974:68-69). Cumhuriyet’in ilk yıllarında Türk tarımı üzerinde incelemeler yapan Zhukovsky Türkiye’de “vaha tipi ziraatın” hakim olduğunu kaydetmiştir. 1927’de yapılan tarım sayımı sonuçları bu gözlemi doğrular nitelikte olmuştur. Buna göre; % 32’si ekilebilir nitelikte olan ülke arazisinin, ancak % 4.86’sı ekile-bilmiştir. Diğer taraftan ülkedeki tarım teknolojisi ve ulaşımdaki yetersizlikler tarımsal potansiyelin değerlendirilmesine imkan vermemiştir

    YanıtlaSil
  6. ÖZLEM AĞRALI10 Ekim 2013 04:54

    1923-1938 DÖNEMİ
    Osmanlı İmparatorluğu'nun 1800'lerden 1919'a kadar 57 yılı çeşitli cephelerde savaşarak geçmiştir.
    Anadolu nüfusu ölümler ve zorunlu göçler yüzünden %20 dolayısıyla düşmüştür. Türkiye'yi layık olduğu yüksek seviyeye getirebilmek için iktisadiyatımıza çok önem vermeliyiz..
    Cumhuriyetin kuruluşunda ki ekonomi politikasında iki ilke üzerinde kurulmuştur.. Milliyetçilik ve Devletçilik
    Çok uzun yıllar savaşmış ve yorgun olan Türkiye'de özel teşebbüs ve özel tasarrufun çok az olması gelmektedir.
    Ayrıca ülkede sanayii yoktu.. Fabrika niteliğinden ziyade atölye özelliklerinde idi..

    YanıtlaSil
  7. Özlem Sağlık10 Ekim 2013 11:00

    1923 - 1929 DÖNEMİ
    1923-1929 döneminde yurt sanayisini ve ticaretini geliştirmeyi amaçlayan, özel girişime öncelik veren, onu koruyan, mülkiyet haklarına saygılı bir ekonomik düzeni, yasal çerçevesi ve kurumlarıyla oluşturan ve kökleştiren bir politika hakimken; 1930-1938 döneminde devletçilik benimsenmiştir. Ancak Atatürkçü devletçilik, kamu hizmeti dışındaki ticari ve sanayi teşebbüslerinin pazar ekonomisi kuralları gereğince kurulup işletileceği ve günü gelince geniş bir mülkiyet zemini üzerinden özel kesime devredileceği, kalkınmada devlet öncülüğünü tanıyan bir pazar ekonomisidir. Atatürk zamanında özel teşebbüsü teşvik eden ve koruyan bir politikadan, devletçiliği benimseyerek, öncülük yapan bir politikaya geçilmesinin gerekçelerini de incelemek gerekir.

    YanıtlaSil
  8. sibel altıntaş10 Ekim 2013 12:05

    1927 yılında sanayi kuruluşlarının teşviki ve korunması amacı ile Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkarılmıştır.Bu kanunla yerli sanayi sektörüne ucuz devlet arazisi tahsisi , çeşitli vergi muafiyetleri, taşıma ve ulaştırma indirimleri gibi teşvikler ve muafiyetler getirilmiştir. Böylece sermaye birikimine devlet desteği verilmiştir.Milli ekonomi anlayışı ile milli tüccar ve milli sanayici oluşturulmaya çalışılmıştır.

    YanıtlaSil
  9. Adem Birinci10 Ekim 2013 12:49

    1926 da Kabotoj kanunu çıkarılmış ve kabotaj hakkının tam olarak uygulanarak Türk deniz ticaretinin ve taşımacılığın gelişmesine yönelik çalışmalar yapılmış ,1933 de Denizyolları işletmesi kurulmuştur.1933 de İzmir Rıhtım Şirketi ve 1935 de İstanbul Rıhtım Şirketi satın alınarak devletleştirilmiştir. Ayrıca 1937 de deniz işletmeciliği ve bankacılık işletmelerine yardımcı olmak amacı ile Deniz Bank kurulmuştur.

    YanıtlaSil
  10. Adem Birinci10 Ekim 2013 13:00

    Türkiye’de kambiyo mevzuatını, Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar ile Merkez Bankası genelgeleri oluşturmaktadır.

    32 Sayılı Kararın en önemli hususları aşağıda sıralanmıştır:

     İhracat bedellerinin tasarrufu serbesttir. Bu düzenlemeye göre ihracat bedellerinin Türkiye’ye getirilme zorunluluğu kaldırılmıştır. Dolayısıyla ihracatçılar, ihraç ettikleri mallar karşılığında elde ettikleri dövizleri istedikleri tarihte ve istedikleri meblağda yurda getirmekte serbest bırakılmışlardır.

     İthalat ve transit ticaret işlemlerine ilişkin yurt dışına döviz ve Türk Lirası transferi bankalarca yapılır.

     Türk parası ve Türk parasıyla ödemeyi sağlayan belgelerin yurda ithali ile aşağıda belirlenen esaslar çerçevesinde ihracı serbesttir.

    YanıtlaSil
  11. SEZEN KARAGÜLLE11 Ekim 2013 11:03

    1923-1929 Dönemi
    1925 yılında çıkarılan bır kanunla tüccar ve sanayicilerin Ticaret ve Sanayi Odalarında örgütlenmelerine zemin hazırlamıştır. 1927 yılında Ali İktisat Meclisi kurulmuştur.Yarısı hükümet yarısı Ticaret ve Sanayi Odası ve diğer meslek kuruluşlarınca seçilen 24 üyeden oluşmaktaydı. Amacı araştırmalar yaparak ve programlar hazırlayarak ekonomik gelişmenın hızlanmasına yönelık kararlar alınmasına yardımcı olmaktı. Bu meclisin çalışmalarına katkı sağlamak ve iktisat politikalarına zemin hazırlayacak İstatistik Umum Müdürlüğü kuruldu (1926). Ayrıca 1928 yılında Tarım ve Ticaret Bakanlıkları birleştirilerek iktisat vekaleti kurulmuş ve politika oluşturulmasında etkili olmuştur. Devletin yapılanması için son derece önemli olan bu kuruluşların yanı sıra 1923-1929 arası dönemde tüm olumsuz koşullara rağmen İzmir İktisat Kongresinde alınan kararlar hayata geçirilmeye çalışılmıştır. Tarımdan aşar vergisi kaldırılmış ve tarımda sermaye birikimine imkan tanınmıştır.

    YanıtlaSil
  12. Merve Çelik12 Ekim 2013 04:54

    1923-1929 dönemi yapılan devrimler
    *1924 anayasası ile özel mülkiyetin güvence altına alınması
    *1926 da yeni medeni kanunun kabulü ile taşınmaz mallarda özel mülkiyet rejimi ile bağdaşmayan bütün unsurların tasfiyesi
    *1925 te çıkarılan kanununla tüccar ve sanayicilerin Ticaret ve Sanayi Odalarında örgütlenmelerine zemin hazırlanmıştır
    *1926 da tarımda aşar vergisinin kaldırılması
    *1924te zirai birlikler ve zirai kredi kooperatifler yasaları çıkarılmıştır
    *1924de Anadolu demiryollarının devletleştirilmesi hakkında kanun kabul edilmiştir
    *1926da kabotaj kanununun çıkarılması
    *6 ekim 1926 kayseride uçak fabrikası açılmış,1934 de 6 savaş uçağı üretilmiştir
    *1927 yılında sanati kuruluşlarına teşvik için Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkarılmıştır
    *1926 yılında uşak şeker fabrikası (cumhuriyetin ilk şeker fabrikası) açılmıştır

    YanıtlaSil
  13. Rahmi GÖNLÜGÜR12 Ekim 2013 14:52

    1923-1929 Dönemi

    Osmanlı Devleti’nin son dönemini iyi analiz eden Cumhuriyet’in kurucu kadrosu politikalarının merkezine ekonomiyi yerleştirmişlerdir.
    İlk ciddi hamlelerin iktisadi alanda yapılacağı fikrini ortaya koyan Mustafa Kemal ve kurucu kadro memleketin iktisadına yeni bir rota belirlemek adına iktisadi hayatın aktörlerini, milli mücadele zaferinin noktalandığı İzmir’de toplama kararı almıştır. 17 Şubat-4 Mart 1923 tarihleri arasında yapılan kongreye çiftçi, tüccar, sanayici ve işçi delegelerinden oluşan 1135 kişi katılmıştır. İzmir İktisat Kongresi toplanma tarihi açısından da büyük bir öneme sahipti zira kongre Lozan görüşmelerine anlaşmazlıklar nedeniyle ara verilen dönemde yapılmıştır.

    YanıtlaSil
  14. Bekir ILDIRAR12 Ekim 2013 15:14

    1923-1938 DÖNEMİ
    Osmanlı İmparatorluğu'nun 1800'lerden 1919'a kadar 57 yılı çeşitli cephelerde savaşarak geçmiştir.
    Anadolu nüfusu ölümler ve zorunlu göçler yüzünden %20 dolayısıyla düşmüştür. Türkiye'yi layık olduğu yüksek seviyeye getirebilmek için iktisadiyatımıza çok önem vermeliyiz..
    Cumhuriyetin kuruluşunda ki ekonomi politikasında iki ilke üzerinde kurulmuştur.. Milliyetçilik ve Devletçilik
    Çok uzun yıllar savaşmış ve yorgun olan Türkiye'de özel teşebbüs ve özel tasarrufun çok az olması gelmektedir.
    Ayrıca ülkede sanayii yoktu. Fabrika niteliğinden ziyade atölye özelliklerindeydi.

    YanıtlaSil
  15. Abdullah ÖZDEMİR13 Ekim 2013 05:04

    1929 Buhran Yılları ve Sonrası :
    1929 yılında yaşanan dünya ekonomik krizi, iktisatçılar arasında dünya tarihinin önemli krizi olarak bilinir. Birinci Dünya Savaşı sonrasında Amerika Birleşik Devletleri, dünya ekonomisinde kısmen etkinlik kazanmış, savaş süresince önemli oranda altın biriktirmişti. ABD’de biriken sermaye başta Florida da olmak üzere gayrimenkule ve toprak alımına yönelmişti. Ancak toprak üzerinde spekülasyonların sona ermesi ile toprak fiyatlarında düşüş yaşanmış, topraktan çıkan sermaye New York Borsasına yönelmişti. Hisse senedi fiyatlarının aşırı yükselmesi ile gerçeklerden kopması, Federal Rezerv Bankasının, spekülatif artışı durdurmak için 1929 yılının yaz aylarında faiz oranlarını % 7 den % 15’e yükseltmesine neden oldu. Borsa hisse senetleri dorukta iken, hisse sahipleri satışa yönelerek, New York Borsasının çöküşüne neden oldular. Borsanın çöküşünü bankaların çöküşü izledi.
    New York Borsası’ndaki bu sert düşüşle birlikte ABD ekonomisi krizin derin etkisini yaşamaya başlamıştır. Bununla da sınırlı kalmayan kriz, diğer ülkelere de yayılmıştır. 1929 krizi nedeniyle dünya borsaları değer kaybetme sürecine girmiş, bankalarda iflaslar yaşanmış, toplam tüketim ve yatırımlarda hızlı düşüşler meydana gelmiştir.

    YanıtlaSil
  16. İbrahim Can AY14 Ekim 2013 10:57

    1925 yılında çıkarılan bir kanunla tüccar ve sanayicilerin Ticaret ve Sanayi Odaları'nda örgütlenmelerine zemin hazırlanmıştır.
    Tarımdan Aşar vergisi kaldırılmış ve tarımda sermaye birikimine imkan tanınmıştır. 1924'te zirai birlikler ve zirai kredi kooperatifleri yasaları çıkarılmış tarım kredi kooperatifleri ziraat okulları ve yüksek ziraat enstitüsü açılmıştır.

    YanıtlaSil
  17. MUSTAFA KAMİL REEL16 Ekim 2013 03:48

    1923_1938 dönemi Atatürkün maliye politikaları
    bilindigi gibi kurtuluş savasından cıktıktan sonra izmir iktisad kongresiyle ilk ekonomik adım atılmıs oldu daha sonra bu dönem de 2 tane farklı politika izlenmiştir bunllardan birincisi
    1923_1929 arası liberal politika daha sonra büyük buhrandan sonra devletçilik politikasıdır.

    YanıtlaSil
  18. Fulya acem sürmeli19 Ekim 2013 06:52

    1923–1929 Dönemi Bütçe Uygulamaları
    1923–1929 yılları arasında iki dönüm noktasından söz etmek mümkündür. Bunlardan
    ilki dönemin başında toplanan İzmir İktisat Kongresi diğeri ise dönemin sonunda
    yaşanan Büyük Buhrandır.
    İzmir İktisat Kongresi çiftçi, tüccar, sanayici ve işçi temsilcilerinden oluşan
    toplam 1135 temsilcinin katılımıyla 17 Şubat – 4 Mart 1923 tarihleri arasında
    toplanmıştır. Bu Kongre ile Türk Hükümeti bir yandan Lozan’da karşılaşılan zorlukları
    kamuoyuna duyurmak, diğer yandan da ekonominin çeşitli sorunlarını tartışmak
    istemiştir.11 Aynı zamanda Türkiye’nin siyasi ve iktisadi bağımsızlığını ilan etmek,
    halkın da katılımı ile kalkınma strateji ve politikalarını uygulamaya koymak
    amaçlanmıştır. Liberal iktisadi görüşün hakim olduğu İzmir İktisat Kongresi’nde;
    piyasa ekonomisinin geliştirilmesi ve özel girişimciliğin teşvik edilmesi, millileştirme ve
    korumacı politikaların uygulanması, vergi sisteminin modernleştirilmesi ve vergilerin
    azaltılması, çalışanlara yeni sosyal hakların tanınması gibi konularda kararlar alınmıştır

    YanıtlaSil
  19. İbrahim TURAN19 Ekim 2013 14:21

    1923-1938 Para POLİTİKASI
    Para politikası tedbirlerinin ekonomik istikrar ile olan ilişkileri konusunda ülkemizdeki uygulamalardan alınacak önemli dersler vardır. Özellikle 1923-1938 yıllarını kapsayan Atatürk dönemi para politikası uygulaması, asker kişiliği ve kimliği olan ulu önderin ekonomi alanında da ortaya koyduğu dehasını ifade etmek açısından önemlidir. Çünkü, günümüzde bir çok bürokrat ve siyasinin yapamadığını Atatürk tek başına ve hem de yıkılan bir imparatorluğun kalıntıları üzerindeki yeni Türk Cumhuriyetinin on beş yılında gerçekleştirmiştir.
    Atatürk'ün ortaya koyduğu Karma Ekonomi Modeli'nin temek özellikleri makro büyüklükler açısından incelenecek olursa ; eke alınan konulardan bir tanesi ; enflasyonu önleyen güçlü bir Türk Lirası , iyi işleyen bir bankacılık sistemi organizasyonu sonucu ve sonuçta kaynak ve harcamaları birbirine eşit bir para politikasıdır. Bu bağlamda çalışmanın amacı, Türkiye'de 1923-1938 yıllarını kapsayan Atatürk dönemi para politikasıdır.

    YanıtlaSil
  20. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  21. Orçun ŞİMŞEK20 Ekim 2013 04:15

    Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  22. mehmet şeker20 Ekim 2013 12:03

    1923-1929 DÖNEMİNDE İZLENEN SANAYİ POLİTİKASI

    Döneminde izlenen sanayi politikalarını beşeri ve mali sermaye yetersizlikleri büyük ölüde etkilemiştir. Lozan anlaşmasına göre Anadolu’dan 1 milyon, Doğu Trakya’dan 190 bin, İstanbul’dan 70 bin, Rum ve Yunanistan’dan 400 bin Türk mübadele işlemine tabi tutulmuştur. Gidenlerin kompozisyonu çoğunlukla tüccarlar, sanayiciler, sanatkârlar, serbest meslek sahipleri oluştururken, gelenlerin büyük bir çoğunluğunu tarım kökenli Türkler oluşturuyordu. Şirket sermayelerinin ve arz edilen emeğin %15’inin Türkler, sermayenin %50’sinin ve iş gücünün %60’ının Rumlar tarafından sağlandığı bir ortamda bu müdahalelerin uzun dönemde ekonomimizin millileştirilmesine olumlu katkısına karşılık, kısa dönem Türk endüstrisi, iş hayatı ve beşeri sermayesi üzerinde olumsuz etkilerinin olduğunu rahatça söylemek mümkündür. Liberal dönem olarak adlandırılan 1923-1930 dönemindeki Devletin sanayi politikalarında rol oynamasının temel nedeni, o dönemde ülkemizde ulusal girişimci sınıfın yeterince bulunmayışının, bu sınıfın oluşturulma isteğinin ve devletin ekonomik kaynaklarının bazı işleri fiilen üstlenmeye yetmemesinin sonucudur. Bu dönemde Devlet doğrudan imalat sanayi yatırımlarına girişmek yerine, Sanayi ve Maden Bankası kurmak (1925) ve Sanayi Teşvik Kanunu çıkarmak şeklinde teşvik ve iştirak yöntemlerini benimsemiştir. Özellikle 1924 yılında kurulan İş Bankası da özel sektör girişimcileri destekleyerek anapara birikimlerini sağlamaya yardımcı olmak ve özel sermayenin iştirakını ve karma ortaklık sistemini özendirmek şeklinde özetlenebilir

    YanıtlaSil
  23. İbrahim TURAN3 Kasım 2013 10:17

    1923–1929 Dönemi
    1923–1929 döneminde uygulanan iktisat politikaları, geçmiş dönemin devamı niteliğindedir. Devlet desteğiyle yerli ve milli burjuvazi yetiştirilmesini, kalkınmanın ve modernleşmenin temel mekanizması olarak gören yaklaşım, 1923 sonrasının iktisat politikalarına ve atmosferine tamamen damgasını vurmuştur. Bu kapsamda devlet tekelleri, sermayesini bile devlet yardımıyla oluşturmuş olan imtiyazlı özel şirketlere devredilmiştir. Peki, bu dönemde devlet neden ekonomiye müdahale ederek sanayi yatırımları yapmıştır? Çünkü henüz Türkiye’deki özel sektörün sermaye birikimi, sanayi tesislerini kurabilmek için yeterli olmadığı için devlet ekonomide aktif bir görev alarak hem teknolojik girdileri ithal etmiş ve büyük sanayi işletmelerini kurmuş, hem de özel sektörün sanayi yatırımları için öncülük yapmıştır. Böylece Türkiye’nin ilk kapitalistleri, devletçilik döneminin birincil ürünleri olarak devlet eliyle oluşturulmuştur.
    Öyleyse, Cumhuriyetin kuruluşu ile devletin ekonomiye doğrudan katılımının temel amacının, ülkedeki kapitalistleşme sürecini hızlandırmak olduğu söylenebilir. Özel girişimciye kredi vermek amacıyla 1924 yılında Türkiye İş Bankası’nın kurulması, yukarıda söylenenleri doğrulayan bir örnektir. Birkaç örnek daha vererek konuyu açıklığa kavuşturalım. 1924 yılında TBMM’ye, hükümetin doğrudan doğruya veya özel kişilerle birlikte sanayi tesisleri kurmasıyla ilgili yasa tasarısı sunulmuş, ancak tasarı, Romanya’daki bir yasadan alındığı gerekçesiyle yasalaşamamıştır. Yani, devlet işletmeciliği reddedilmiştir. Daha sonra 1932 yılında Devlet Sanayi Ofisi kuruluş yasasının kabulü ile devletin doğrudan doğruya işletme kurabilmesinin yolu açılmıştır. Henüz yasanın çıkmasının üzerinden bir yıl geçmişti ki Devlet Sanayi Ofisi lağvedilmiş, yerine Sümerbank kurulmuştur.
    Öte yandan, özel girişimi özendirmek amacıyla 1913 yılında Osmanlı Meclis-i Mebusan’ı tarafından çıkartılmış olan Sanayi Teşvik Yasası, İzmir İktisat Kongresi’ndeki sanayi grubunun istekleri doğrultusunda değiştirilmiş ve 1927 yılında yeni bir Sanayi Teşvik Yasası kabul edilmiştir. Bu yasa 1913 yılında çıkartılmasına ve 1927 yılında da yenilenmesine rağmen, 1923-1929 döneminde sanayileşme konusunda bir ilerleme sağlanamamıştır

    YanıtlaSil